Bir bireyin sağlıklı olabilmesi için ruhen ve bedenen kendini iyi hissetmesi gerekmektedir. İnsan ruh sağlığı, en az beden sağlığı kadar önemlidir. Çoğu zaman psikolojik hastalıklara fiziksel hastalıklar kadar önem verilmemektedir. Ruh sağlığı bozulan bir insan mutlaka psikolojik tedavi görmelidir. Bu tür hastalıklar başlangıçta önemsiz gibi görünse de, psikolojik tedavi görmeyen hastaların durumu zamanla kötüleşir ve sonuçta tüm aile etkilenebilir. Psikolojik hastalıklar her yaş grubunda görülebilir, doğuştan ortaya çıkabilir veya korku, üzüntü gibi kişinin başından geçen kötü bir olay sonucu hastalık tetiklenebilir. Panik atak, şizofreni, depresyon, anksiyete bozukluğu ve dikkat eksikliği en çok bilinen psikolojik hastalıklar arasında yer almaktadır.

Ruh sağlığı bozulan insanların çoğunda davranış bozuklukları gözlenmektedir. Bu davranışlar gün içinde değişiklik gösterebilir. Günün belli bir bölümünde çok iyi ve güler yüzlü görünürken, anlamsız bir şekilde sinirlenme, memnuniyetsizlik ve mutsuzluk gibi davranışlar sergileyebilirler. Alakasız bir şekilde herkesin kendinden bahsettiğini ve birileri tarafından takip edildiğini düşünmek gibi davranışlar içinde bulunabilirler. Tekrarlayan şüpheci olma hali ve başkalarının göremediği şeyleri gördüğünü iddia etmek gibi davranışlar da psikolojik hastalıkların belirtileri arasında yer almaktadır. Bu tür belirtilerin görüldüğü insanların vakit kaybetmeden psikolojik tedavi görmeleri gerekmektedir. Bu tür hastalıkların zamanında tedavi edilmemesi durumunda tedavi süreci uzun ve zahmetli olabilir.

Psikolojik hastalıkların tedavisinde tanı oldukça önemlidir. Hasta, hekim tarafından detaylı olarak muayene edilir. Hastanın ellerinin titreyip titremediği ve gözlerinde büyüme olup olmadığı kontrol edilir. Hastalara normal insanlara anlamsız gelen resimler gösterilerek orada ne gördükleri sorulur. Okuma ve yazma yetisi varsa psikolojik testler yaptırılarak, kişinin hangi hastalığa daha yakın olduğu tespit edilerek tanı konulur. Hastalığın erken teşhis edilmesi hem tedavinin süresi hem de hastanın sağlığı açısından oldukça önemlidir. Hastalık erken teşhis edilmediğinde, tedavinin şekli ve kullanılan ilaçların ağırlığı tedavinin süresini uzatabilir.

Ağır durumda olan hastalar öncelikle hastanede gözetim altına alınır ve hasta düzenli olarak ilaç tedavisi gördükten sonra evde tedavisine devam edilmek üzere taburcu edilir. Psikolojik tedavi gören hastalar ilaçlarını içmek istemeyebilir. Psikolojik tedavi gören hastanın ilaçlarını alıp almadığını mutlaka takip etmelisiniz. İlaçların alınmaması veya eksik alınması durumunda tedavi süresi uzayabilir ve ilaçların dozunun hekim tarafından tekrar ayarlanması gerekebilir.

Psikolojik tedavi, sadece ilaç tedavisi ile sınırlı değildir. Tedavi sürecinde terapi, danışmanlık ve grup terapileri gibi yöntemler de uygulanabilir. Ayrıca, hastanın aile bireylerinin de destekleyici bir rol üstlenmesi tedavi sürecini olumlu yönde etkileyebilir.

Sonuç olarak, psikolojik tedavi, kişinin ruh sağlığını iyileştirmek için önemli bir süreçtir ve erken teşhis ve doğru tedavi yöntemleri ile hastaların yaşam kalitesi önemli ölçüde artırılabilir.