Hemoroid, yani basur hastalığı, toplumun yaklaşık %30'unda görülen yaygın bir sağlık sorunudur. Bu hastalığa yakalanan kişilerin yaşam kalitesinde ve günlük rutinlerinde önemli derecede değişiklikler meydana gelir. Hemoroid, tedavisi kolay olmayan ve genellikle ağrılı bir hastalık olarak tanımlanabilir. Tedavi yöntemlerinin pahalı olması ve toplumda her üç kişiden birinde görülmesi, ilaç sanayisinin genellikle geçici çözümler üretmesine neden olmaktadır. Kalıcı çözümlerin bulunmaması, ilaç sirkülasyonunu artırmakta ve hastaların hayatları boyunca geçici rahatlamalarla yetinmek zorunda kalmasına yol açmaktadır. Bu nedenle, hemoroid tedavisinde kullanılan yöntemler genellikle iyileştirme üzerine değil, sadece hastanın rahatlaması amacıyla kullanılmaktadır.

Öncelikle, hemoroid hastalığını dudakta çıkan bir uçuk ile kıyaslamamak ve karşılaştırmamak gerekir. Hemoroid tedavisi, içtiğiniz sudan yediğiniz yemeğe, uyuduğunuz saatten yaptığınız spora kadar birçok değişkeni ve etkeni aynı anda uygulamanızı gerektirir. Ayrıca, bu durumlara ek olarak doğru yöntem ve ilaç tedavileri kullanarak sonuca ulaşmanız gereken bir tedavidir. Hemoroidin tedavi edilmesi, mevcut olan damarların küçülmesi ve normal haline gelerek semptomlarının ortadan kalkması ile mümkündür.

Günümüzde, hemoroid için satılan kremler ve bitkisel kürlerin içeriklerine bakıldığında, hepsinin sadece geçici çözümler sunduğu ve rahatlama sağladığı görülmektedir. Bu tür ürünler, ağrı kesici ve giderici özellikler taşımakta ve kesin tedavi edici özelliklere sahip değildir. Macunlar, bitkisel kürler, hemoroid yastıkları ve şifalı bitkiler de yalnızca geçici çözümler sunar ve hastaların hemoroid ile yaşadığı sorunlara kalıcı bir çözüm getirmez.

Hemoroid tedavisinde kesin çözüm olarak görünen tek yöntem ameliyattır. Oluşan hemoroid ortadan tamamen kaldırılır, ancak yeniden damarda nüks etme olasılığı her zaman vardır. Özellikle son dönemlerde ameliyat yöntemi, uzman doktorlar tarafından uygulanan bir yöntem haline gelmiştir. Nedeni, ameliyatın maddi getirisi ve doktorlara sağladığı finansal avantajdır. Ancak ameliyat yöntemi, tedavi olarak en son başvurulacak bir yöntemdir. Hastaların hastalığın başlarında ameliyat yöntemini kullanması, bir daha olmayacağı anlamına gelmez.

Ameliyat sonrası hastaların yaşayacağı sıkıntılı bir süreç vardır. Ameliyat yerinin iyileşme süreci üç hafta kadar sürebilir. Ameliyat sonrasında yapılacak yeme içme düzenlemeleri de önemlidir; dışkılama yapılmaması gerekmektedir. Bu süreçte hastalar sadece sıvı alımı yapmalıdır. Olası bir kabızlık, ameliyat kesisinin yırtılmasına ve iyileşmemesine neden olabilirken, enfeksiyon riski de yüksektir. Bu nedenle ilaçlar kullanılarak dışkılama sürekli kontrol altında tutulmalıdır. Ancak günümüzde bile hiçbir hemoroid ameliyatını yapan doktor, hastanın aynı durumu bir daha yaşamayacağının garantisini veremez.

Bu tedavi yöntemlerinin hiçbirinde kesin tedavi söz konusu olmadığından, birçok araştırmacı hemoroid hastalığı üzerine araştırmalar yapmış ancak kesin bir tedavi bulamamıştır. Son dönemlerde Alman uzman Von Jan Huber tarafından geliştirilen ve "Üç Adım Yöntemi" olarak bilinen bir hemoroid tedavi yöntemi geliştirilmiştir. Bu yöntem, dünya genelinde denenen tüm hastalarda hemoroid hastalığının tedavisinde %100 başarı oranı elde etmiştir. Tedavi yöntemi, denemelerin hepsinde kesin sonuç vermesi ile uzmanlar tarafından bir kitap haline getirilmiştir. Şu an dünyanın her yerinde alternatif tıbbın mucizesi olarak bilinmekte ve uygulanmaktadır.

Hemoroid tedavi yöntemi olarak kullanılan bu üç adım yöntemi, diğer yöntemlerden farklı kılan şey, yaklaşık bir hafta gibi kısa bir sürede hemoroide sebep olan toplardamarları eski haline getirerek, hemoroid problemlerini ortadan kaldırmasıdır. Ancak bu tedavi yönteminin içeriğini paylaşma şansım olmadığından, sizlere sadece bu üç adım yöntemi kitabını almanızı tavsiye edebilirim.

Hemoroid tedavisi, bilinen tıp yöntemleri ile kesin olarak tedavi edilemez, sadece hasta rahatlatılır. Cerrahi yöntemler ve bitkisel kürler de hastalığın kesin çözümü değildir.