Karaciğer yağlanması, karaciğer hücrelerinde aşırı miktarda yağ birikmesi sonucu oluşan bir durumdur. Bu hastalık, zamanla iltihaplanma ve hücre hasarına neden olabilir. Eğer karaciğer yağlanması tedavi edilmezse, bu durum fibroza ve nihayetinde siroza kadar ilerleyebilir. Karaciğer yağlanması olan bireyler, fazla kilolu iseler mutlaka kilo vermeli, sağlıklı beslenmeli ve düzenli egzersiz yapmalıdır. En önemlisi, bu konuda uzman bir doktora başvurulmalıdır. Ülkemizde bu konuda en yetkin uzmanlar iç hastalıkları uzmanları ve özellikle gastroenteroloji uzmanlarıdır.

Evet, karaciğer yağlanması ciddi bir sağlık sorunudur. Karaciğer yağlanmasının ne olduğunu anlamak için öncelikle bu durumu tanımlamak gereklidir. Karaciğer hücrelerinde yağ birikmesi anlamına gelen karaciğer yağlanması, genellikle alkol tüketimi ile ilişkilendirilen karaciğer hastalıklarının başında gelir. Ancak son yıllarda, alkol tüketimi ile ilgisi olmayan karaciğer yağlanmasının da ciddi karaciğer hastalıklarına yol açabileceği kanıtlanmıştır. Bu durum, İngilizce literatürde "Non-Alcoholic Fatty Liver Disease (NAFLD)" olarak geçer.

Hiç alkol almayan veya günlük 20 gramdan az alkol tüketen bireylerde görülen karaciğer yağlanması, "alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması" olarak adlandırılır. Bu durumun başlıca nedenleri arasında yüksek kolesterol ve/veya trigliserid seviyeleri (hiperlipidemi), obezite, diyabet ve bazı ilaçlar bulunur. Araştırmalar, genellikle metabolik sendrom olarak adlandırılan, kötü beslenme alışkanlıkları ve insülin direncinin merkezi olduğu bir tabloyla ilişkili olduğunu göstermektedir. Karaciğer yağlanması olan bireylerin %90'ından fazlasında hiperlipidemi, obezite veya diyabet gibi sorunlar bulunur ve bu sorunlar ayrıca kalp ve damar hastalıkları için de önemli risk faktörleridir. Ayrıca, uyku-apne sendromu, kadınlarda polikistik over sendromu ve diğer bazı patolojiler de bu metabolik sendrom çerçevesinde değerlendirilir.

Karaciğer yağlanmasının özel bir klinik belirtisi yoktur. Ancak yukarıda belirtilen risk faktörlerine sahip bireylerde, genel sağlık kontrolü veya başka bir hastalık nedeniyle yapılan biyokimyasal tetkikler sırasında karaciğer testlerinin (genellikle ALT ve GGT) yüksek çıkması veya üst karın ultrasonografisinde karaciğerde yağlanma tespit edilmesi, tanıya giden ilk adımdır.

Karaciğer yağlanması tedavi edilmezse, zamanla siroza ilerleyebilir. Yıllarca alkol kullanmayan ve hepatit testleri negatif çıkan hastalar, kriptojenik (sebebi bilinmeyen) siroz tanısı alabilirler. Son 20 yılda, giderek artan bir şekilde bu hastaların bir kısmının karaciğer yağlanması zemininde siroz geliştirdiği öğrenilmiştir.

Karaciğer yağlanmasının tedavisinde dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar şunlardır:

Karaciğer yağlanması tedavisinde bu adımların dikkatle uygulanması, hastalığın ilerlemesini durdurmak ve hatta geri döndürmek için büyük önem taşır.