Çölyak hastalığı tedavisi, hastalığın erken evrelerde teşhis edilmesi oldukça zordur. Teşhise dayalı çalışmalardan testleri, barium yutulduktan sonra çekilen bağırsak röntgenleri, katı dışkı tahlilleri çölyak hastalığının teşhisinde önemli ölçüde yardımcı olmaktadır. Bu hastalığa dair şüpheler, biyopsi testinden sonra da sonuçlanabilir.

Çölyak hastalığı tedavisinde glüten içermeyen bir beslenme düzeni, bu hastalığın ana tedavi yöntemidir. Glüten sadece tahıllarda ve buğdayda bulunmamaktadır. Birçok hazır besin glüten içermektedir. Glütene hassas kişilerin markette alışveriş yaparken mutlaka etiketlerini incelemeleri ve etiketsiz olan ürünlerden uzak durmaları gerekir.

Çölyak hastalığı, kalıtsal ve çevresel etkenlerin etkileşimi sonucu ortaya çıkan, bağışıklık sistemine bağlı olarak bağırsak problemi olup, bağışıklık sistemini ilgilendiren bir hastalıktır. Duyarlı kişilerde glüten içeren gıdaların alınmasından kısa bir süre sonra ortaya çıkan emilim bozukluğu sendromudur. Bu hastalığa günlük hayatta çok sık kullandığımız buğday, arpa, yulaf gibi tahılların içinde bulunan glüten adlı bir protein neden olmaktadır. Çölyak hastalığı olan kişiler bu glüten içeren besinleri aldıkları zaman ince bağırsaklardaki bağışıklık sistemi uyarılır ve bağırsakların iç yüzeyinde iltihap meydana gelmektedir. Normalde bağırsak hücrelerinin yüzeylerinde bulunan ve besin maddelerinin emilimini sağlayan minik ince uzantılar iltihap nedeniyle zamanla görevlerini yapamazlar. Bu da vitamin ve mineraller başta olmak üzere vücudun ihtiyacı olduğu çeşitli maddelerin eksikliğine neden olur.

Kalıtsal olarak belirlenmiş kişilerde hayatın herhangi bir döneminde ortaya çıkabileceği gibi ömür boyu gizli de kalabilir. Genetik olduğu düşünülen rahatsızlık her yaşta ortaya çıkabilmektedir.

Çölyak hastalığı her yaşta görülebilmektedir. Çölyak rahatsızlığınız var ise öncelikle glüten içeren tüm yiyeceklerden uzak durarak çölyak hastalığı tedavisine başlayabilirsiniz. Glüten içeren her yiyecekten sonra kişide ishal meydana gelecektir. İshal çok ciddi durumlarda hayati tehlikeye yol açabilir ve kişinin önemli derecede su kaybetmesine yol açar. Katı dışkılar genellikle kül renginde, iri, kötü kokulu, köpüklü ve yapışkan şeklinde çıkar. Yapışkanlığın nedeni ise yüksek oranda yağdan kaynaklanmaktadır.

Bütün hastalarda ishal görülmez fakat kötü emilimden kaynaklı çeşitli sonuçlar getirir. Kilo kaybı her hasta da görülmektedir. Protein seviyesi çok düşmüş ise bacaklarda kabarmalar oluşur, dişetlerinde kanamalar meydana gelir. Diğer vitamin ve minerallerin eksikliğinden kaynaklı sinirsel rahatsızlıklar, erken bunama, kuru cilt ve dudaklarda, dilde acıma hissi meydana gelir.

Çölyak hastalığı tedavisinde glütensiz diyet çok önemlidir. Diyet tedavisi başlandıktan sonra hastanın şikâyetleri birkaç hafta sonra düzelmektedir. Bu hastalarda diyetin yanı sıra ilaç tedavisi de yapılmaktadır. Anemi görülen hastalarda demir vitamininin verilmesi gerekirse D vitamini desteği verilmektedir. Rahatsızlık başladığı andan itibaren kişi glütensiz yaşamayı öğrenmesi gerekir. Glütensiz diyet için mutlaka doktor ve Uzman bir diyetisyen tarafından kontrol altında olmak gerekir.

Glüten maddesi birçok üründe kullanılan bir maddedir. Örneğin bir ruj içerisinde dahi glüten maddesi içerebilmektedir. İlaçlarda, hazır yiyeceklerin katkı maddelerinde kullanıldığı için uygulaması oldukça zor bir diyettir.

Glütensiz beslenmenin vücuda hiçbir zararı yoktur. Glütenin içinde bulunan amino asitler diğer yiyeceklerden de sağlanabilmektedir.