{
    "title": "Hemofili Tedavisi",
    "image": "https://www.tedaviler.gen.tr/images/Hemofili-Tedavisi-42.jpg",
    "date": "21.01.2024 08:04:56",
    "author": "oktay öztürk",
    "article": [
        {
            "article": "<div><b>Hemofili Tedavisi,</b> Kanda iki tane protein bulunmaktadır. Hemofili olma durumunda bunlar kanda eksik hale gelir. Bu iki proteinin de kanda yeterli miktarda olmaması işlevinin bozulması veya oranının azalması durumunda kanda pıhtılaşma olmaz ve kanamaya sebep olur. İlk olarak 1920 senesinde açıklanmış olan hemofili kalıtsal etkenlere (Soya çekim) bağlı olarak gelişim gösteren oldukça tehlikeli kanamalar neden olan bir hastalık türüdür. Ancak hemofili hastası olan kişilerin yaklaşık olarak yüzde otuzunun ailesinde hemofili rahatsızlığı yoktur. Bunun nedeni ise genlerde ortaya çıkan mutasyonlardan kaynaklanmaktadır. Hemofili hastalığında asıl problem kanamada değil kanam süresinin çok daha uzun olmasında yani kanın daha geç pıhtılaşmasından dolayıdır. Hemofil hastalığının toplumda görülme sıklığı ise oldukça fazladır. Her dört bin erkekte bir meydana gelebilir. Erkeklerde olma sıklığı bayanlara göre çok daha fazla olur. Bayanlarda olma sıklığı ise oldukça azdır. 1985 yılından önce vücuduna sekiz etken enjekte edilmiş olan birçok hasta kişi HIV sayesinde enfekte olmuş ve AİDS ile gelişmiştir. Ancak son yıllarda kan saklama yöntemiyle bu durum oldukça azalmıştır. Hemofil hastalığın en büyük sebebi ise kanın pıhtılaşmasını sağlamakta olan etkenlerin az olmasıdır. Tam iki çeşit hemofili bulunur: Hemofili A ile hemofili B'dir. Bu adlandırma kanda oldukça az olan proteine bakılarak yapılmaktadır. Hemofili A'da tam sekiz protein eksiktir. Hemofili B'ye göre göre çok daha fazla olur. Hemofili olan hasta kişilerin yüzde sekseni bu grup içinde yer alır. Bu etken tam sekiz proteinin kanda bulunması gerekli olan miktarın yarısının biraz altına düştüğünde hemen hemofili ortaya çıkar. Ne kadar az seviyede ise hastalıkta o kadar şiddetli olmaktadır. Hemofili B ise etken dokuz protein azlığından kaynaklanmaktadır. Bu hastalığın klinik belirtileri ise hemofili A 'dan ayırt edilemez. Hiçbir belirti vermeden ilerleme yaptığından dolayı tanısı da kanda bulunan etken oranının belirlenmesi sonucunda ortaya konur.</div><div><br></div><div><b>Hemofili Tedavisi Nasıl Yapılır?</b></div><div><br></div><div>Bu hastalığın tedavi süresi ömür boyunca devam eder. Bunun nedeni ise hastalık genetik bir hastalıktır. Bu yüzdende tedaviler daha bu aşamaya gelmemiştir. Hemofili hastalığında az olan etken (Proteinler) enjeksiyon kullanılarak yerine tekrardan konulur. Bu biçimde hasta olan kişide kanama olduğunda pıhtılaşmasının olmasına sebep olur. Ancak bu kalıcı bir tedavi biçimi değildir. Devamlı ve düzenli bir biçimde uygulanması şarttır. Bir zaman sonra hasta olan kişide kalıcı etkenler yine azalmaya başlar ve eski miktarına iner. Ayrıca Avrupa ülkesinde kullanılmakta olan suni etken ilaçları da yurdumuzda da satılmaya başlanmıştır. Hemofili hastalığının teşhisi erken konulduğunda bu yöntem sayesinde hasta kişi gündelik hayatını diğer insanlardan farksız bir biçimde yaşar. Bu rahatsızlığın tedavisi için yapılan çalışmalar son sürat devam eder. Özellikle de Amerika ülkesinde tam kır gönüllü hasta üstünde gen tedavisi uygulanır. Hasta kişilere zayıflamış olan virüs verilir verilen bu virüs karaciğer içine yerleşerek etken sekiz üretir. Çok aşırı miktarda verilmediğinde ise henüz yan etkisi görülmektedir. Ancak amaç hastalığı tamamen yok etmektir. Ayrıca da hasta olan kişinin bol, bol spor yapması, kaslarını çok daha fazla güçlendirmesi ve sağlıklı bir yaşam sürmesi şarttır. Yürüyüş, yüzme ve masa tenisi hemofili hastaları içi oldukça faydalı olur. Yalnızca ilerlemiş seviyede hemofili hastası olan kişiler doktorun tavsiye etmiş olduğu egzersiz programını yapmaları çok daha faydalı olur. Ancak bazı sporla bu hasta kişiler için risk oluşturur.</div><div><br></div>"
        }
    ]
}